O’NUN YOLUNDA BİRLİKTE ZAFERE!

1221

TKP(ML)’den MKP’ye, İbrahim’den Yılmaz’a bu tarih bizimdir!. Şiarı ne kadar elzem ise BİRLİK-MÜCADELE-ZAFER şiarı da o derece elzemdir Komünistler için.

50. Ölümsüzlük yılında Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Komünist mirası kızıl güzergâhımızdır.

And olsun ki, O’nun yoldaşları-ardılları olan bizler ‘Birlik-Mücadele-Zafer’ şiarıyla Komünist Birlik manifestomuzu pratik-teori-pratik perspektifi ve Kaypakkaya yoldaşın komünist metodolojisinden aldığımız referansla İLERİ daha İLERİ taşıyarak zafere ulaştıracağız.

Ne demişti komünist önder İbrahim Kaypakkaya; “Önümüzde çetin ama şanlı mücadele günleri var. Sınıf mücadelesinin denizine bütün varlığımızla atılalım.”

Ve eklemişti O’nun yoldaşları; “Komünist adımı atmayan adımda attıramaz!..Komünist cüreti kuşanmayan cürette ettiremez!.. Komünist bilinçle ileri atılmayan, koşullar her ne olursa olsun kendisi ilerleyemediği gibi mücadelesini de ilerletemez!.”

Yine haykırıyor O’nun yoldaşları; “Ya savaşarak ölümsüzler kervanına katılacağız ya da teslim olmanın biçimlerinin her türlüsüyle emekçi halka zulüm sistemiyle uzlaşma utancıyla yaşayacağız. Komünist devrimcilerin tercihi ölümü yeğlemekten daha geri olamaz-olmamalıdır!…”

Biliriz ki, mayıs ayının komünist devrimciler için hayati önemi yadsınamaz bir gerçekliktir. TKP(ML)’den MKP’ye şanlı tarihsel mirasımızın bilincimize-belleğimize nakış gibi işlendiği ayın adıdır mayıs. Ser verip sır vermeme geleneğinin önder yoldaş İbrahim Kaypakkaya şahsında, başta Türkiye-Kuzey Kürdistan olmak üzere dünya devrim hareketi tarihine muştulanmasının komünistçe adıdır.

Mayıs, Amed zindanlarında faşizme diz çöktürüp, komünist bilincin-cüretin ve fedakârlığının ete kemiğe bürünerek eli kanlı cellatların yüzüne tokat misali vurulmasının adıdır aynı zamanda…

Mayıs, destanların, kavganın ve küllerinden yeniden doğmanın adıdır. Nasıl ki, önder yoldaş İbrahim Kaypakkaya Amed zindanlarını bir direniş-zafer mevzisine dönüştürdüyse, kustuysa kinini-öfkesini cellatların yüzüne, bize de bu şanlı mirasa ardılları ve yoldaşları olarak sahip çıkıp ileriye-zafere taşımak düşer.

Mayıs, aynı zamanda İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve dörtler şahsında nice ölümsüz devrimcinin adı ve kavgasının destansı direnişlerinin tarih sayfasına, belleğimize nakış nakış işlendiği ayın adıdır. Mayıs kızıldır, kavgadır, direniştir- mücadeledir. Mayıs, doksan günde örülen direniş, ser verip sır vermeden ölümü küçülterek yenmenin adıdır.

Rojava’da aktif mücadele alanlarından bu feda ve cüret kuşağının ardılları olarak Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın ölümsüzleşmesinin 50. yılı ve yarım asırlık şanlı komünist mirasını saygı ve minnetle anıyor komünist bilinçle selamlıyoruz.

Bu minvalde 18 Mayıs’ın bizler için tarihsel önemini vurgularken, önder yoldaşı salt teorilere, dar kalıplara, O’nu sadece yarı feodalitede anlama gibi dogmatik tutumlara karşı da amansız bir ideolojik savaşım içerisinde olduğumuzu da belirtmek yerinde olacaktır. Yerinde olacaktır çünkü; İbrahim’i dar kalıplara, şablonculuk ve tabelacılığa sıkıştırmakla İbrahim savunulamaz. Pratik-teori-pratik perspektifinden bahsederken en büyük pratiğin kitleleri örgütleme, onlara cevap olma, sorunlarına dokunma olduğunu yine her türden sağcı-legalist anlayışlara, revizyonist kırılmalara, parlamentarist şovculukla, kariyerist-popülist “devrimciliği” reddettik-reddediyoruz!.

İbrahim’i anlamak; yoldaşlaşma, cüret ve her türden gerici-pasifist kırılmadan kopmaktan, komünistlerin birliği kaygısı – çabasından, kesintisiz, ısrarlı mücadele anlayışından geçer. İbrahim’i “anladığını” ısrarla beyan edip onun düşüncelerini revize-reforme ederek kendilerine kılıf uyduran, bayatlamış teorilerle ancak kendileri ve kendi gibi düşünenlerle “ilerlerim” mantalitesi ile hareket edenler ne MLM’yi ne İbrahim’i esasta anlamak istemeyenlerdir. Mao yoldaşın da önemle vurguladığı; “aynılar aynı yerde olurlar.” sözü dün olduğu gibi bugün de güncel önemini korumaktadır. Öz itibariyle, kitlelerin bilincini sulandırıp teorik – kavramsal karmaşalar ile İbrahim’i “savunanlar” esasta O’nu anlamak istediği gibi anlayanlar-anlatanlardır.

Çelik suyunu BİRLİK ruhuyla aldı. Ve bu can suyuyla filizlenip kök salacak bir kez daha Türkiye-Kuzey Kürdistan’ın öncü kurmayı Maoist Komünist Partisi ile…

Komünistlerin birliğini dert edinen herkesin, hareketin, kolektifin kişisel kaygılarını bir yana bırakıp, halkın çıkarları – menfaatleri çerçevesinden hareketle birlik ruhunu daha yukarıya taşıyarak partiyle birlik olup zafer için mücadele etmeleri elzem olandır.

Son söz olarak; Birlik-Mücadele-Zafer şiarını yaşamsallaştırıp, pratiğe döken Devrimci Demokrasi ve Öncü Partizan’ın birlik deklarasyonu özelde Türkiye-Kuzey Kürdistan olmak üzere dünya devrimci hareketine mütevazi bir katkı bir ön açış, devrimci bilinç sıçramasıdır.

Ayrılıkların, kopuşların sağ-pasifist anlayışın, revizyonizm ve legal siyasetin irin gibi işlediği böylesi bir süreçte Mayısı kızıla çevirip, birlik kaygısı güderek sonuca odaklı bu atılım yeni atılımların, kazanımların teminatıdır.

Israrla sürdürülen ve nihai amacı komünistlerin birliği olan böylesi zor bir süreci olgunlukla sonuçlandıran yoldaşlarımız tarihe devrim cephesinden mütevazi bir not düşmüşlerdir. Bunu selamlıyoruz. Ve bu tarihsel çıkış-kopuş ve cüret milyonların gücüyle birlik olmadan bir an olsun durdurak bilmeden devam etmelidir, edecektir.

Selam olsun Önder yoldaş İbrahim Kaypakkaya’nın komünist güzergâhına…
Selam olsun BİRLİK-MÜCADELE-ZAFER şiarını yaşamsallaştıran yoldaşlarımıza…
Selam olsun Partiyle zafere diyen yiğit direngen halkımıza…
Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!
Yaşasın Partimiz Maoist Komünist Partisi!

Yılmaz Lori
18 Mayıs 2023
Rojava

Önceki İçerikMKP’den 18 Mayıs’a ilişkin açıklama: KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA YOLDAŞ ÖLÜMSÜZLÜĞÜNÜN 50.YILINDA YAŞIYOR SAVAŞIYOR!
Sonraki İçerikMadımak’ta Katledilenler Paris’te Anıldılar!