17’lere…

Düş iklimlerinden geçip, kavga yüklü adımlarla yürüdüler Mercan’a. Heybelerinde bir tarihin soluğu, omuzlarında cellatlara kan kusturan direniş nişanesiyle adımladılar yüceleri. Bir uzun yürüyüştü onların hikayesi. Tarih kadar eski, tarih kadar bilge. Kimler yoktu ki omuzdaşları arasında. Spartaküslerden Şeyh Bedreddinlere, Torlak Kemallerden Pir Sultanlara, Paramazlardan Suphilere, Denizlere, Mahirlere, Mazlumlara, Kaypakkayalara… ve nice isimsiz kahramanlara. Her biri bir direniş vardiyası işçisiydi. Devraldıkları bayrak kan ve can ile dokunmuştu. Kan ve can ile dokumaya devam ettiler bozmadan geleneği 17 kavga yürekli, devrim neferi. Bir umudun adıydı onlar. Devrim denilen büyük alt üst oluşların yapıcılarıydılar. İşkence tezgahında, mapus damlarında, üniversite amfilerinde, işçi havzalarında, tarlalarda, patika yollarda ayak izleri mühürlüdür silinmemesine. Tatlı sularda yüzmediler onlar, onlar fırtınalı denizlerin ortasında kulaç atmanın tarihsel öğretmenleriydi. Hükümranların lanetlediği hakikatin ise sebatkar öğrencileri. Ateşten gelmişlerdi, bozkırlara düşen kıvılcımın taşıyıcılarıydılar. Dağ kartallarına kardeş, esen rüzgara yoldaştılar.

17’ler bir kavga kültürüdür. Politik iktidara yönelmiş keskin bir namludur. Yeni olana tomurcuk veren ideolojik bir gövdedir. Çürüyene vurulan neşterin kendisidir.

Düşmana çatılan kaş, dosta gülen gözdür.

Geleneğin tarihsel kodlarını tavizsiz savunmadır.

Teslimiyet karşısında ölümü küçülterek yenmedir.

17’ler bugünün nesillerine devrim rehberidir.

Not alsın tarih. En şanlı sayfalarına dokusun isimlerini. Halkın dimağında şereflice yer edinenleri unutmasın sakın. Hatırlatsın onları, karanlıkta yollarını bulamayanlara. Ve anlatsın mutlaka özgürlükler dünyasında nefes alanlara; bu nefes için bedel ödemiş yiğitlerimizi.

Titretiyor şimdi yer küreyi, düşen Partizanların bedeni.

Önceki İçerik16. Ölümsüzlük Yılında 17’ler İsviçre’de Anıldı
Sonraki İçerikDevrimci Demokratik ve Emekçi Kamuoyuna;